Keep Calm And Carrie On

Sanırım İstanbul en sıkıcı hafta sonlarından birini geçiriyor. Puslu, karanlık bir hava ve buz gibi rüzgar... Ne zaman canım sıkkın olsa yaptığım bişey var ''Sex And The City'' izlemek. Sanırım zamanla bir terapi halini aldı benim için. Canım Carrie, yine tüm haftasonu seninleydim.

Carrie'nin şapşallığı, içince sağlam dağıtması, alışveriş manyaklığı, Mr. Big'e olan tutkusu, ''The One''ı arayış çabası ... Onu benim için en sevdiğim dizi karakterlerinden biri yapıyor. Gerçekte yaşayıp tee New York'lardan çıkıp gelse de kahve içsek iki lafın belini kırsak demiyor değilim arada. Saçmalıkları, sakarlığı, şanssızlıkları, içinden geleni yapması ve yine ucunun kendine dokunması gibi daha bir sürü şeyiyle uzun zamandır hayali bff'im kendisi.



Gelelim onun hakkındaki belki de en önemli şeye, Mr. Big tutkusuna... Gerçek adının ne olduğunu çok sonradan öğreneceğimiz bu Mr. Big etkileyici, herşeyi ben bilirim, kuulluktan yıkılırım ve zor adamım tiplerinden. Aşırı özgüveni Carrie'nin başını döndürmeye yetiyor. Herşey çok güzelken Carrie'nin duymak istedikleri ve bi adım daha öteye gitmek istemesiyle aniden paramparça oluyorlar. Ki kendisi bağlanma sorunu olduğu için Carrie'den ayrılıp başkasıyla evlenebilen bi adam. Sanırım en çok kızdığım, küfürler savurduğum sahneydi. Buyrunuz;


Carrie ''Why her?'' dediğinde cevabın Hubble olması peki? 73 yapımı The Way We Were filminden alıntı olan bu cevap aslında, esas oğlanın esas kızla baş edemeyip diğer kızı seçmesini anlatıyor. Ya Katie girl olursunuz ya da The Other Simple Girl... İşte Carrie de o sahnede kendisinin ne olduğunu anladı.

Gerçekte tam bu anda perde kararır ve herkes başka yollara gider. Ama sevgili Bradshaw ve Mr. Big'inki böyle olmadı tabii. İçlerindeki tutku bitmedi, bi şekilde birbirlerinin hayatında varolmayı başardılar ve sonunda Carrie bir çift Manolo Blahnik ayakkabıyla (Bakın Manolo Blahnik diyorum!) ''You are the one'' cümlesini duydu.

 

Carrie'nin hikayesinin bu kadar etkilemesinin sebebi modern bi fairytale olması. Tüm şaşkınlığına, zırlamalarına, hatalarına, kaybedişlerine rağmen mutlu sona ulaştı. Evet, sihirli bir değnek olmadan kendi hikayesinin kahramanı oldu. Bir sürü yanlış kurbağa öptü ama değmediğini kim söyleyebilir ki hııı?



Tüm "Katie Girl"ler için Barbra Streisand'den geliyor sevgili Satc-severler;


"I am looking  for love.. Real love, ridiculous, inconvenient, consuming, can't live without each other love."
 




 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.