Like A Fucking Dream I'm Living In


Geldiğimiz yollar, varmaya çalıştığımız yerler, dinlenip bir kahvesini içip 40 yıl hatır bıraktığımız duraklar ve adını anmadan bavulumuzu toplayıp kaçtığımız hayatlar... Hepsi ne büyük karmaşa, değil mi? Aslında tüm bu gürültü sadece ait olduğumuz yeri bulmak için. Büyük resme bakıp da düşününce insan hak vermiyor değil, hızına yetişemeyeceğin akıp giden zaman ve gözlerine baktığında ardında sonsuzluğu bulmayı umduğun insana ulaşma savaşı.. Hepimizin savaşları, yenilgileri veyahut kazanamayacağımız cepheye girmeyişleri var elbet, ama benim gibi "warrior" olmuşlara sürprizimin bir kaç detayını paylaşacağım. Belki sizin hikayenizin de böyle bir anısı olur, ne de güzel olur.

Özel bir gün yaklaşıyorsa, epeyce romantikseniz, ee film izlemeyi de seviyorsanız size "Kafika"yı önerebilirim, onların deyişiyle "Kaçırdığınız Filmler Kahvesi" Seçeceğiniz bir filmi, sevgilinizle size ayrılmış, mumlar ve güllerle süslenmiş bir odada izliyorsunuz. 



Ben önceden rezervasyon yaptırıp, detayları konuşmuştum. Ramazan ve Gezi Parkı sebebiyle biraz durgun olduklarını söylediler gerçi ama siz yine de rezervasyonsuz gitmeyin. Çalışanlardan Yusuf Bey sağ olsun çok ilgilendi. Özellikle benim gibi heyecandan her şeyi birbirine karıştırmakta master olmuş, pimpirikli biri için verdiği güven ve samimiyet pek güzeldi. Hatta saat 7 için yaptırdığım rezervasyon, normalde her yere geç kalan bir çift olup da o gün erken gideceğimiz tutmasına rağmen her şeyiyle hazırdı.



Balığın haberi olmadan götürdüm onu oraya, zaten aşağıya salona indiğimizde yüzündeki şaşkın ifadeyi hiç unutamayacağım. Film için de "Jeux d'enfants" "Cesaretin Var Mı Aşka?"yı seçtim. Daha önce izleyip pek sevmiştim, klasik bir seçim oldu aslında ama yine de bizim hikayemize tam uyuyor. Ben onu Julien'e benzettim o beni Sophie'ye, biz de öyle çocuk ya da başkalarının deyişiyle "dingil couple" olduğumuz için eğlendik filmi izlerken. 


Film bittikten sonra duvara yansıyan ışıkla dans ettim, eğlendim evet.
Kafika'yı yer olarak tarif etmek gerekirse, The Marmara Oteli'nin yanındaki Garanti Bankası'ndan yani Kanlı 1 Mayıs'ın Kazancı Yokuşu'ndan aşağıya iniyorsunuz. Küçük bir camii göreceksiniz, onu geçip daha da aşağıya iniyorsunuz. Yol ağzına gelip Fındıklı tabelalarını gördüğünüzde, soldaki sokaktan yukarı çıkın. Zaten sokağın sağında hemen Kafika'yı görebilirsiniz. Fındıklı ve Cihangir arasına sıkışmış sokaklardan birinde kalıyor. Daha bir ayrıntılı inceleyeyim neresiymiş burası, nasılmış bi bakalım diyorsanız da lütfen tık tık

Filme ithafen bu post minnoş bir şarkıyla bitsin, büyüyünce çilekli turta olacak kız ile diktatör olacak çocuğun hikayesine..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.