She Is Only Girl In The World

  17 December 2011 - Rihanna Pavilhao Atlantico

 Sevgili Rihanna'cığım, Loud Tour için Lisboa'ya geldi. Avrupa kıtasındaki son konserini burda verdi. Burdan sonraki durağı ise London.

  Konser, kırmızı hattın son durağı Oriente'deki Pavilhao Atlantico'daydı. Alışveriş merkezi Vasco Da Gama'nın hemen yanında iki büyük stadyumdan biri Atlantico. Şehrin tüm büyük konserleri, maçları bu alanda oluyormuş. Rihanna İstanbul'a geldiğinde Boğaz'a karşı Kuruçeşme Arena'da verdiydi konserini hey gidi heyy. Şanslıyım ben de oldukça, iki sene önce İstanbul'a geldiğinde finallerim yüzünden gitmemiştim. Geldim, Lisboa'da izledim.

  7'de konser alanına gitmemize rağmen önler dolmuştu. Tabii benim gibi 1.60lık Cahide'lerin önüne 1.70lik ablalar 1.80lik abiler gelince hiç güzel olmuyor. Hep söylüyorum; boy sıralaması olsa şu konserlerde herkes memnun olsa. Parmak uçlarımda durmakla, denge olayını altüst ettim. Hıı değmedi mi, ölümüne değdi.


  Konser başlamadan Atlantico'da biraz tur atalım dedik. Ekin bira alırken ben de Loud Tour tshirtlerinin satıldığı standa kilitlenmiştim. Tshirtler 30 eurodan satılıyordu. Ve yanda görülen tshirtü aldım. (Her ne kadar beni kınasalar da, param var lan size ne?) Rihanna fanıyım, ''herkes bilsin yağnnii''

  Gelelim konsere... Rihanna'dan önce Calvin Harris çıktı. Beklediğimden çok çok daha iyiydi, eğlendirdi. Kendi şarkılarının yanında bilindik şarkılara yaptığı remixleri de çaldı. Herkes şarkılara eşlik edince, performansındaki enerji arttı. Bir saatlik Calvin Harris'ten sonra 9buçukta Rihanna Only Girl In The World'le çıktı. Tabii bir alkış kıyamet, hemen fotoğraf makineleri çıktı. Zaten zor görüyorum bi de millet fotoğraf makinelerini havaya kaldırınca görüş iyice zorlaştı. Ama ben pes eder miyim, etmem. Aradan bi yerden sıyrıldım kendime görüş açısı yarattım. Rihanna sahnenin ne tarafına gidiyorsa millet kameralarını o tarafa çeviriyor doğal olarak. Ben de her harekette konum değiştiriyorum o sıkışıkla. Kendimi takdir etmedim değil.


  Rihanna eski yeni tüm favori parçalarımı söyledi. Hatırladıklarım; Only Girl In The World, S&M, Rude Boy, So Hard, Umbrella, Shut Up&Drive, Don't Stop The Music, Unfaithful, Man Down, What's My Name, California King Bed, Cheers, We Found Love, Disturbia





Her şarkısında farklı bir show sundu sağolsun. ''Sex sells'' ciddi ciddi doğru. 5 tane kıyafet değiştirdi, çok da bişey değildi tabi. İki parçalık minicik şeyler. Ama ben yanda da görüldüğü üzere sarı elbisesine aşık oldum. Ağzını yidiğimin Rihanna'sı, Nemrud'un gızı.




  Showlarından bahsetmek gerekirse, özellikle S&M dansı herkesin ağzını açık bıraktı. Çok fetişti. Dansçıları da o da o sahneyi yıktılar. Rihanna önce kadın dansçılarıyla çıkıp onları kırbaçladı, sonra kendini zincirletip dans etti. En sonunda da erkek dansçılarıyla dans edip yastık savaşı yaptı. (Biliyorum hepiniz kafanızda canlandırdınız ve merak ediyorsunuz olayı. Videosunu çektim, makul ücretle cd'ye basarım anlaşırız.)
  Şarkının sonunda seyircilerden bir kızı sahneye aldı ve üstüne yatıp dans etti. (Yanlış okumadınız) Sonra ışıklar söndü, sahne aşağıya indi. Kızı da bir daha göremedik. Ruhunu teslim etmiştir zaten kızcağız. Tabii sahnede bunlar olurken ben ''Fodace'' diye bağırıyordum. (Hayır illa sahneye birini çıkarıcaksınız, ben varım burda minik minik)

  Hayatımda izlediğim en iyi konserdi, bu kadar eğlendiğimi, eğlenmenin yanında böyle büyülendiğimi hatırlamıyorum. (Daha Matt Bellamy'i görmedim gerçi, görsem ona da büyülenirim kesin) Sadece çekici ve seksi değil. İnanılmaz sempatik, şarkı söylerken ve dans ederken takındığı mimikler o kadar tatlı ki. Sahnedeki enerjisi bitip tükenmek bilmedi, hareketli şarkılarının hepsinde farklı bir koreografiyle dans etti 2 saat boyunca. Hayır yani 23 yaşında o dünya starı olmayacak da ben mi olacağım. Kazandığın paralar helal kız sana, seni döven Chris Brown'da gitsin bi köşede utansın ağlasın rezil herif.







  Artık benim de bir ''Konser Kızı'' fotoğrafım oldu. Elimde bira (ki hiç sevmem) üstümde konser tshirtüyle. Buyrunuz;

  Şimdi sizi Rihanna fotoğraflarıyla başbaşa bırakıyorum gençler. Evet ''We drink to her'' dağılın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.