My Name Is Harvey Milk And I'm Here To Recruit You

Cinsel kimliğiniz yüzünden aşağılandığınızı, dışlandığınızı hatta öldürüldüğünüzü düşünün. "Onlara" göre hastalıklısınız. Ama tek yaptığınız kendiniz gibi olmak, hissettiğiniz gibi olmak...
LGBT hakları için çalışmış, önyargıları kırmış, bedenimize yüklenmiş rollerden önce insan olduğumuzu söylemiş birisinden bahsetmek istiyorum, 
"Harvey Milk"
Seçim çalışmaları sırasında Harvey
 California eyaleti San Francisco belediye meclisine cinsel kimliğini özgürce açıklayarak seçilmiş ilk aday. Onun hikayesi gay olduğu için ordudan atıldıktan sonra New York'tan San Francisco'ya taşınmasıyla başlıyor. Daha rahat yaşayacağını düşündüğü bu şehir tam tersine polisin gay barlara baskınları, haksız tutuklamalarıyla dolu. Bir gün Harvey'nin sahibi olduğu kamera dükkanına gelen bir memur kendisinden haksız vergi talep edince bir şeyleri değiştirme zamanı geldiğini düşünür ve harekete geçer. 3 kez belediye meclis üyeliğine adaylığını koyar fakat başarısız olur. Bu başarısızlığa rağmen vazgeçmez 1977 yılında 4. adaylığında seçilir. 11 ay boyunca sürdürdüğü bu görevinde eşcinsel haklarının geliştirilmesiyle ilgilendi. Kendisi görevdeyken önemli bir yasa tasarısı sunuldu. Buna göre bir kişi "cinsel kimliği" sebebiyle işinden kovulabilecekti. Harvey Milk ve arkadaşları bu tasarıya karşı sıkı kampanyalar yürütmesine rağmen son ana kadar yapılan anketlerde gerideydiler. Fakat büyük bir süprizle yasa reddedildi. Harvey San Francisco halkı tarafından da benimsenmişti. Onların gözünde hem sempatik hem de dürüst bir denetçiydi.



 27 Kasım 1978'de istifa etmiş bir meclis üyesi olan ve eski görevini geri isteyen Dan White önce belediye başkanı Mascone ardından Milk'i öldürdü. White, meclis binasına belinde silahı ve cebinde ekstra on kurşunla gizlice pencereden girdi. Fakat White'ın avukatlarının yaptığı savunmaya göre White aşırı gofret ve coladan dolayı depresyona girmişti ve cinayetleri bilinçsizce işlemişti. Bu komik savunma işe yaradı ve White 5 buçuk yıl hapis yatıp çıktı. Harvey'nin öldürüldüğünü öğrenen binlerce insan ise o gün (sadece eşcinseller değil) ellerinde mumlarla sessizce San Francisco sokaklarında yürüdü. Evet, insan adaletin burada olmasa bile başka bir yerde olduğuna daha da çok inanmak istiyor.
Harvey'nin hayatı hakkında ölümünden 6 yıl sonra belgesel çekildi ve oscar kazandı. 1991 yılında onun için bir opera hazırlandı. 2008 yılında ise Gus Van Sant'ın yönetmenliğinde "Milk" adlı filmle hayatı sinemaya aktarıldı. Bu filmde Harvey'i canlandıran Sean Penn en iyi erkek oyuncu oscarını kucakladı. Kurban olduğumun adamı haketmedi mi sonuna kadar etti yani. 
 LGBT hakları için kurulmuş ve onlara destek veren bir Harvey Milk Vakfı var. Onun inancı çok şeyi değiştirdi ve çok şeye umut oldu. Dünyada her yıl 22 Mayıs tarihi "Milk" günü olarak hatırlanıyor. Vakfın sitesi için tık tık
Harvey suikaste kurban gitmeden önce öldürülme ihtimaline karşı bir ses kaydı doldurmuştu. O ses kaydında şöyle diyor;
 "Eğer ki kafama bir kurşun sıkılırsa, bırakın ki bu kurşun kapılar ardında saklanan eşcinsellerin kapılarını kırıp geçsin."
 Ve son olarak bu videoyu paylaşmak istiyorum. 
Umarım bir gün "biz" olmanın tüm farklılıkları kabul etmekten ve saygı duymaktan geçtiğini anladığımız bir dünyaya uyanırız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.